Noel (christmas), Hristiyanların Hz. İsa’nın doğumu sebebiyle kutlamalar yaptıkları dini bayramlarıdır. Hristiyanların çoğunluğuna göre bu tarih 25 Aralık’tır. 24 Aralık’ta kutlamalara başlanır. Hristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde noel tatili, yılbaşı tatili ile birleştirilir. Ortodokslar ise 7 Ocak’ı noel olarak kutlarlar.
Yeni yıl kutlamaları ise eski Romalıların bir âdetidir. Bu âdet, noel kutlamalarıyla birleştirilerek bugün tüm dünyada yaygınlaştırılmıştır.
O günlerde, hindi katliamı, çam ağaçlarını kesmek, noel baba kostüm ve oyuncakları alım-satımı, parti şapkaları almak, mum yakmak ve hediyeleşmek gibi âdetler uygulanır.
Hristiyanlara ait olan noel bayramı yada yılbaşı kutlamalarından Müslüman kaçınmalıdır.
Özellikle halkında Müslüman olan ülkelerde bile yılbaşı kutlamalarının yaygın olduğu ve o gün için, hindiler alınıp satıldığı, çam ağaçları katliamı yapıldığı, çetnevirler hazırlanıp özel eğlenceler düzenlendiği, ülke genelinde sabahlara kadar içki, kumar, dans eşliğinde eğlence kulüplerinde taşkınlıklar ve israflar yapıldığı bilinmektedir.
Evlerde bile insanların en basitinden çerez ve kolalar eşliğinde TV izleyerek o günü özel olarak geçirme çabasına girdikleri görülmektedir. Yılbaşı arefesinde hindi, çam ağacı, içki, çeşitli kumar araçları, çerez ve yiyecek satışları patlamaktadır.
Noel yada yılbaşını kutlamak, yılbaşı gecesi diğer günlerden farklı eğlenceler düzenlemek, tebrik kartlarıyla kutlamalar yapmak haramdır.
Yılbaşı ve noel gibi merasimlere iştirak etmenin ve kutlamanın haram olduğunun delilleri:
1. Müşriklere ait bayramları kutlamak, onlara teşebbüh (benzemek)’tir.
Peygamberimiz şöyle buyurur:
“Kim, (giyindikleri gibi giyinmek, onların gittikleri yoldan gitmek ve bazı fiillerinde onları taklit etmek suretiyle) bir topluluğa benzerse, o da onlardan olur.” *
2. Kâfirlerin bayramlarına katılmak, onlara bir tür sevgi ve muhabbet beslemektir. “Ey iman edenler, yahudileri ve hristiyanları dostlar edinmeyiniz. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. İçinizden kim onları veli (dost) edinirse, muhakkak o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu hidâyete erdirmez.” *
3. Bayram, akide ile ilgili dinî bir meseledir, gelenek ve göreneklerle ilgili dünyevî bir mesele değildir.
“Şüphesiz her kavmin (milletin) bir bayramı vardır. Bu da bizim bayramımızdır.” *
4. “Ve onlar zûr (yalan)’a şahitlik etmezler. Lağv (boş ve bâtıl şeyler)’e rastladıklarında da şereflice yüz çevirip geçerler.” *
Bazı müfessirler bu Ayetin ilk cümlesi “zûr’a şahitlik etmezler” yada “yalan şahitlik yapmazlar” ifadesini, “Onlar, müşriklerin bayramlarında hazır bulunmazlar” şeklinde tefsir etmişlerdir.
Yukarıda kısaca anlattığımız gibi; bu merasimler Hristiyanlık inancının kutlama ve bayramlarıdır! Onlar bu günler geliyor diye heyecanlanabilirler, hazırlık yapabilirler ama bize ne oluyor? Biz Müslümanız!
Kaldı ki, müşriklerin bayramlarına iştirak etmek en hafif şekliyle haramdır. Pek çok alim bu davranışın kâfirlere teşebbüh yani inançta benzeşmek ve taklitçilik olduğu gerekçesiyle şirk hükmü vermiştir!
Bu günlerde yapılan israfı söylemeye ve saymaya gerek yok zaten!
Varillerle içkiler tüketiliyor, kumar oynanıyor, kızlı-erkekli danslar, gürültüler, hediyeleşmeler, çoğu o günü temsil eden harcamalar vb. Bunlar normal şartlarda bile haram olan şeyler zaten. Bir de yılbaşı kutlamasına iştirakin günahı! Katmerli Günah!
Bu konuda İskilipli Atıf Hoca, “Frenk Mukallidliği ve Şapka” isimli hacimce küçük ama muhteva bakımından değerli bir eser kaleme almıştır.
Şehid İslam Alimi İskilipli Atıf Hoca, Batıcılık ve taklitçilik hastalığının ilk başladığı dönemleri ve ileride İslam aleminin taklitçilikle gelebileceği noktaya dikkat çekmekte ve taklitçiliğin küçüğünden de büyüğünden de şiddetle sakındırmaktadır. Allah ondan da bizden de razı olsun. Amin !