Kumar; şans ve beceri ile bir yarışma yada belirsiz bir olayın sonucu üzerine bahse tutuşmaktır.
Kumar, türü ve şekli itibariyle toplumlara göre değişiklik gösterse de esas itibariyle haksız kazanç, mal ve zaman israfı, irade zâfiyeti ve toplumsal çözülme gibi bir çok sorunlara yol açtığı için temel ahlak öğretileri tarafından yasaklanmış ve kınanmıştır.
İslâm dininin temel yasaklarından biri de kumar yasağıdır. Önceden nasıl sonuçlanacağı belli olmayan ihtimalli bir şeye mal vermek yada almaktır.
Para ve mal karşılığı oynanan her oyun ve ortak bahis kumardır.
Kumar, sınırlı bir beceri yada ustalık içerse de, esas itibariyle şans ve tesadüfe bağlı olarak kazanç elde etme yada kaybetme oyunudur.
Kumar, umut sömürüsüdür.
Kolayca mal elde etme ve kaybetmeyle sonuçlandığı için Kur’an’da kumar, “meysir” kelimesi ile ifade edilmiştir.
Bu kelime “yusr” (kolaylık) kökünden gelmektedir.
Kumardan elde edilen gelirin hayra harcanması yada kumarı tertipleyen kurumlar tarafından kamu yararına pay aktarılması, kumarın dini hükmünü değiştirmez.
Kumar, insana yaratıcısını unutturan, namazdan ve zekattan alıkoyan, insanlar arasına kin ve düşmanlık sokan ve insanları tembelliğe sürükleyip çalışma isteklerini yok eden haksız kazanç yollarından biridir.
Kumar, para veya kıymetli eşya karşılığında oynanan oyundur.
Milli piyango, kazı kazan, spor toto, spor loto, altılı ganyan vb şans oyunlarının hepsi kumardır ve kazanılan ikramiyeler de haramdır.
Kumar, Kur’an’da açıkça yasaklanmıştır.
Kazanmanın meziyet ve liyakate, hak, hizmet ve diğer aklî yargılara değil de sadece şansa dayandığı bütün kumar çeşitleri bu yasağın kapsamındadır.
Örneğin; belli bir bilet sahibini, çok sayıdaki aynı türden bilete sahip olanların zararına ödüllendiren tüm piyango ve lotarya çeşitleri, çok sayıdaki doğru cevabın içinden şansa göre belirlenen numara ve isimlere ödül veren bulmaca ve şans oyunları haramdır.
Günümüzde kurumsallaşması sebebiyle en yaygın kumarlardan bazıları, milli piyango, at yarışları ve şans oyunlarıdır.
Önceden belirsiz bir sonuca eşit oranda ümit bağlayanlardan toplanan para bir yada birkaç kişiye aktarılmaktadır. Böylece bir kaç insan haksız kazanç elde ederken, katılımcıların çoğu, paralarını kaybetmektedir.
“Ey iman edenler, mallarınızı aranızda bâtıl yollarla yemeyin. Aranızda karşılıklı bir anlaşma ile gerçekleştirdiğiniz bir ticaret olması müstesnâ…” *
Milli piyango’dan kazanılan ikramiyenin hiç bir hayrı olmaz.
Medyadan da bilindiği gibi ayakkabı boyacısı bir kişiye üç kez milli piyango’dan büyük ikramiye çıkmasına rağmen, şu an elinde hiç bir şey kalmamış; dördüncü ikramiye kazanma umuduyla tekrar bilet alıp ve çekilişi beklemekte ve bu arada da yine boyacılığa devam etmektedir. Çok üzücü bir tablodur! Herkesin çevresinde bu türden örnekler çoktur.
Kumardan kazanılan parayla bir yere gelinmez, kumarla köşe dönülmez.
Ama yığınlarca insan umutlarını adetâ bu sahaya bağlamış durumdadır. “Umut dünyası” dedikleri bu âlemde “Ya çıkarsa!” sloganıyla milyonlarca insan piyango biletlerine büyük servet yatırmaktadır. Bir kaç kişiye verilen ikramiyeler sonrası diğer piyangozedeler zarara uğratılmaktadır. Onların verdikleri paraların bir kısmı ikramiye ve amorti adı altında belirlenen numaralara dağıtılmaktadır.
Rabbimiz, Mâide: 90’da: “Ey iman edenler, içki, kumar, putlar ve fal okları şeytanın pis işlerindendir. Artık bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz” buyurmuştur.
Mâide: 91’de ise: “Muhakkak şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin bırakmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” buyurmuştur.
Cep telefonlarından yapılan lotarya kampanyalarına iştirak etmek câiz değildir.
Örneğin; “şu kelimeyi yazın, şu numaraya gönderin; çekilişe katılın ve siz de kazanın” şeklindeki kampanyalara katılmak kumardır.
Çekilişle kazanılan para yada ikramiyeler de haramdır.
Unutmayınız ki; bu şans oyunlarına çok sayıda kişi para yada kontör karşılığı mesaj göndererek katılmakta ve çekiliş sonunda belli kişilere ikramiyeler dağıtılırken, katılımcıların çoğunluğu kaybetmektedir.
Şans oyunlarına katılım bedelinin az olması, o oyunları kumar olmaktan çıkarmaz. Çoğu haram olanın azı da haramdır.
Bazı çevrelerde yaygın olan çayına, kolasına, tatlısına, sigarasına vs şeyler karşılığında kumar oynamak ve bahse tutuşmak da haramdır.
Haram lokma, kötü huylu bir ur gibidir. Manevi açıdan vücudun dengesini bozar, fonksiyonlarını işlevsiz kılar ve tüm hayatî aktivitelerini iflas ettirir. Haram kazanç, ister kumar yoluyla isterse başka yollarla elde edilmiş olmuş, sahibi iflah olmaz.
Haram lokma yiyerek, gafil bir kalple, bid’at işleyerek ve aceleci bir psikolojiyle dua etmekten sakınınız.
Unutmayınız ki; duanın kabulü için bu sayılanların dışında iki temel şart daha vardır ki, onlar da; sahih itikad ve ihlâs’tır.
Hz. Sa’d’ın uzunca bir ömür yaşadığı, hatta âhirete son intikâl eden muhâcirlerden olduğu rivâyet edilir.
Kûfe valiliği de yapan Sa’d, Peygamberimizden dualarının kabul olması için bir talep de bulunmuş ve: “Yâ Rasûlallah, dua buyur da, Allahu Teâlâ, benim her duamı kabul etsin” deyince; Kâinat’ın Efendisi, duanın kabulünde önemli bir noktaya dikkat çekmiştir: “Duanızın kabul olması için helal lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?” *
Peygamberimizin kendisine dua etmesi neticesinde, her duası kabul edilen Sa’d, ömrünün son dönemlerinde gözleri görmez olduğu halde; kendisinden dua isteyen her hasta için dua ederken, gözlerinin açılması için dua etmemiştir.
Bazıları: “Sizin dualarınız müstecâb’tır, kendiniz için dua etseniz de Allah, görmenizi iade etse” dediklerinde: “Allah’ın takdirini, gözümün nurundan daha çok seviyorum” demiştir.
Dualarının kabul edilmesi için Peygamberimizden dua istirham eden Hz. Sa’d, bu isteğiyle nefsini kollama ve düşünme çabasında değildi; bilakis ahiret sevabını artırmak için Müslümanlara faydalı olmaktan başka bir düşüncesi yoktu. Her darda, zorda kalana, her sıkıntısı olana dua buyurmuş ve sayısız kişinin kendisine teşekkür makamında yaptığı ihlaslı dualar kazanmıştır. Ne mutlu ona! Onlar kulluğun zirvesinde idi.
Peygamberimiz, duaların kabulü için helal lokmanın şart olduğunu bildirmiştir. Haram yiyen haramzâdelerin duaları kabul olmaz!
Bu nedenle haramdan, kumardan, şans oyunlarından uzak durmak şarttır. Hem günahlardan korunmak, hem de işlediğimiz günahlarımızın affı ve dua ile tevbelerimizin kabulü için…
Kumar ve şans oyunlarının kul hakkı boyutu da olduğunu unutmayalım! Bu günahı hak sahibi affetmedikçe Allah affetmez!