Bahse tutuşmak yada diğer bir ifadeyle iddiaya girmek haramdır ve kumarın bir çeşididir.
Bahis, bir iddia üzerine sözü doğru çıkan kişinin kazanacağı bir şeyi ortaya koymaktır.
İki kişi veya tarafın bir konu üzerinde “senin dediğin doğru çıkarsa ben sana; benim dediğin doğru çıkarsa sen bana şu kadar para yada şunu vereceksin” şeklinde bahse girmesi câiz değildir.
Günümüzde bir şey iddia edene, itiraz eden bir başkası “nesine?” diye bahis teklif eder, iddia sahibi de bir para yada başka bir bedel ortaya koyar; sonuçta kimin dediği çıkarsa, o kimse ortaya konan bedeli kazanmış olur.
Bu, kumar hükmünde olup haramdır.
Bir de bahis olmayan, câiz olan uygulamalar vardır ki, onlara da örnekler verelim: Tek taraflı olarak biri diğerine “senin dediğin çıkarsa yada şu işi başarırsan sana şu kadar para vereceğim; benim dediğim çıkarsa yada ben kazanırsam senden bir şey talep etmeyeceğim” dese, bu câiz olur.
Ayrıca üçüncü şahısların ilmi münâzaralarda veya spor karşılaşmalarında “kazanan tarafa şu kadar ödül vereceğim” dese, bu da câizdir.
Yada bir ilim talebesi arkadaşına “gel, seninle ilmi meselelerde münâzara edelim yada imtihana girelim.
Eğer sen beni geçersen, sana şu kadar para vereceğim; ama ben seni geçersem, senden bir şey istemiyorum” dese, bu da câiz olup alınan para helaldir.
Ayrıca öğretmen, baba, koca, abi yada din kardeşleri tarafından bir kimseye “şu işi başarırsan sana şunu alacağım” denmesi de helaldir.
Buna, “ödüllendirme” yada “hediye” denir ki; İslâm dininde, kişilerin birbirlerine sevgilerinin artması için bu durumlar tavsiye edilmiştir.
Peygamberimiz: “Tokalaşınız ki, aranızdaki kin ve nefret gitsin. Hediyeleşiniz ki, birbirinizi sevesiniz ve içinizdeki düşmanlık hissi gitsin!” * buyurmuştur.
Ödüllendirmek, Peygamberimizin Sünnetidir.
Abdullah b. Hâris’ten rivâyet edilmiştir:
“Rasûlullah aleyhisselâm, Abdullah, Ubeydullah ve İbn-i Abbâs gibi bir çok çocuğu sıraya koyar ve onlara şöyle derdi:
-Bu yarışta beni kim geçerse ona şu, şu var!
Çocuklar, Rasûlullah ile yarışırlar, onu geçerler ve ardından da Rasûlullah’ın sırtına ve göğsüne binerlerdi. Rasûlullah da onları öpüp bağrına basardı.” *