Zümer: 71’de فُتِحَتْ أَبْوَابُهَا ifadesi kullanılırken;
Zümer: 73’de وَفُتِحَتْ أَبْوَابُهَا şeklinde,
fazladan vav harfi kullanılmasının nedeni nedir?
Zümer: 71 ve Zümer: 73 Ayetleri:
Zümer: 71’de, kâfirlerin cehenneme sürüleceği beyan edilirken, “kapıları açılır” anlamında فُتِحَتْ أَبْوَابُهَا ifadesi kullanılır. Zümer: 73’de ise, müttakilerin cennete sevk edileceğinden bahsedilirken başında vav ziyâdesiyle (ilavesiyle) aynı ifade yani وَفُتِحَتْ أَبْوَابُهَا kullanılır. O halde Zümer: 73’de, 71. ayetten farklı olarak fazladan vav harfi kullanılmasının sebebi nedir? Öncelikle bu soruya cevap arayalım.
Rabbimiz, kâfirlerin cehenneme sürülmeleri olayını Zümer: 71’de şöyle açıklar:
“Kâfirler de cehenneme zümre zümre sürülecek. Nihayet onlar oraya geldiklerinde kapıları açılır ve bekçileri onlara şöyle derler: ‘Size aranızdan Rabbinizin ayetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşmakla sizi korkutan peygamberler gelmedi mi?’ Onlar: ‘Evet’ diyecekler. ‘Fakat azap sözü kâfirler aleyhine hak olmuştur.’ “ *
Ayetin konumuzla ilgili metnini de verelim ki, açıklamalarımız daha iyi anlaşılsın…
وَسِيقَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِلَى جَهَنَّمَ زُمَرًا حَتَّى إِذَا جَاؤُوهَا فُتِحَتْ أَبْوَابُهَا
Yüce Rabbimiz müttakilerin cennete sevk edilmeleri hakkında da Zümer: 73’de şöyle buyurur:
“Rabblerinden korkanlar da cennete zümre zümre sevk edilecek. Kapıları daha önce açılmış bulunan cennete vardıklarında onun bekçileri onlara diyecek ki: ‘Selâm olsun sizlere. Tertemiz geldiniz. Hemen oraya ebediler olarak girin.’ “ *
Bu ayetin de metninin ilk bölümünü verelim:
وَسِيقَ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ إِلَى الْجَنَّةِ زُمَرًا حَتَّى إِذَا جَاؤُوهَا وَفُتِحَتْ أَبْوَابُهَا
Zümer Sûresinin Nüzûl Zamanı:
Bu iki ayetin anlamlarını ve konumuzla ilgili metinlerini verdikten sonra, kısaca Zümer sûresinin nerede nâzil olduğunu açıklayalım. Bu sûre, Mekke’de müslümanlara düşmanlık ve işkencelerin artmaya başladığı bir dönemde inmiştir. Sûre’de genelde Kureyş müşriklerine hitabedilmektedir, ama yer yer mü’minlere de seslenilmiştir. Sûrenin onuncu ayetinde وَ أرْضُ اللَّهِ وَاسِعَة “Allah’ın arzı geniştir” ifadesi geçmektedir. Bu ifade gerekirse müslümanların hicret etmeleri gerektiğine işarettir ve bu sûrenin Mekke’de, Habeşistan’a hicretten önce nâzil olduğuna açık bir karinedir. İbn Abbâs’tan gelen bir rivâyete göre, bu sûrenin 23. ve 53. ayetleri Medine’de nâzil olmuştur.
Öncelikle herkese, sûrenin bağlamının bütün olarak okunmasını tavsiye ederiz.
71. ayette cehennem için kullanılan, فُتِحَتْ أَبْوَابُهَا ifadesini “onun kapıları açılacak”, 73. ayette de cennet için kullanılan, وَفُتِحَتْ أَبْوَابُهَا ifadesini “onun kapıları açılmıştır” yada “kapıları açılmış olduğu halde” şeklinde Türkçe’ye çeviriyoruz.
Ayetin Arapça metninden bu incelik açık şekilde gözükürken, meallerden bu farklılığı fark etmek pek mümkün olmayabiliyor. Bahsi geçen bu iki ayette, ‘vav’ ziyâdesi dışında aynı olan bu ibarelerdeki incelik nedir? Allah Teâlâ’nın Kelâm’ı bütünüyle hikmettir; onun içinde asla gereksiz ibareler ve tutarsızlıklar yoktur. Allah, bir kelimeyi bir yere koyduysa; bunun mutlaka bir açıklaması vardır. O halde biz de, bu iki cümledeki vav ziyâdesinin hikmetini tespit edelim.
Bu ‘Vav’ Hakkında Başlıca Üç Görüş Vardır:
1. Bu vav harfi, ziyâde (fazlalık) içindir ki; anlamı te’kid (pekiştirmek) için gelir. Bu görüş Kûfeliler’in görüşüdür.
2. Bu, hal (durum) vav’ıdır ki; sonrası hal cümlesi olur. Bu durumda mü’minler, cennetin yanına kapıları açılmış halde iken geleceklerdir. Yani Zümer: 73’ü şöyle anlamalıyız: “Rabblerinden korkanlar bölük bölük cennete sevk edilirler. Nihayet kapıları daha önce açılmış bulunan cennete vardıklarında, cennetin bekçileri onlara: ‘Selâmun Aleyküm’ derler…”
Bu konuda Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Kapıları kendilerine açılmış halde Adn cennetleri vardır.” *
Bu ayetten de açık şekilde anlaşıldığı gibi, cennetin kapıları mü’minler için açık halde bulunacaktır. Zümer: 71’de cehennemliklerden bahsedilirken vav harfinin bulunmayışına gelince; onlar oraya vardıktan sonra, cehennemin kapıları açılacaktır. Bu yorum şekli de, Basralılar’a aittir. Yüce Rabbimizin kâfirler için böyle yapmasının nedeni; onları zelil kılmak, onların kalplerini dehşet ve korkuyla doldurmak içindir. Bu, bir azap türüdür! Cehennemlikler oraya gelmeden önce, cehennemin kapıları kapalı ve kilitlidir. Kâfirlerin ebedi azaba müstahak olmaları, oraya gelmeleri, kapıların kilitli iken gözleri önünde açılması, sonrasında içerideki dehşetli manzaraları görmeleri hep birer azaptır. Allah’ın azabı çok şiddetli olduğu için; kâfirlere de suçlarına muvafık (tam uygun) ceza vermektedir. Psikolojik azap da, bu cezalardan birisidir. Bu korkunç akıbetten Allah’a sığınıyoruz!
3. Zümer: 73’deki mezkur vav’ın, “vavu’s semâniyye” (sekizinci şık yada maddeyi bildiren vav) olduğu da söylenmiştir. Bu nokta da çok önemlidir, kısaca açıklayalım.
Kureyşliler bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi ve sekiz… diye sayarlardı.
Kur’an’dan da buna deliller vardır. Ayetleri inceleyelim:
“..Yedidir ve sekizincileri köpekleridir, diyeceklerdir.” *
Ashab-ı Kehf’in sayıları hakkında tartışanlar böyle demiştir.
Aynı ayetin öncesinde, onların sayıları hakkında tartışanlar: ” ‘Sayıları üçtür, dördüncüleri köpekleridir’ diyeceklerdir. ‘Beştir, altıncıları köpekleridir’ de diyeceklerdir.”
Dikkat edilirse bu ifadelerde “ve dördüncüleri” , “ve altıncıları” denmemiştir. Buraya kadar olan tartışmayı Allah, “bu, gaybı taşlamaktır” diye tamamlamıştır. Sonrasında da: “Yedidir ve sekizincileri köpekleridir” denmiştir.
Başka bir ayette:
“O rüzgarı onlara yedi gece ve sekiz gün peşpeşe musallat kıldı” *
Bu ayette de “ve sekiz” denmiştir.
Başka bir ayet:
“(Bu alış verişi yapanlar,) tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, seyahat edenler, rükû’ edenler, secde edenler, iyiliği emredenler ve kötülükten vazgeçirmeye çalışanlar, Allah’ın sınırlarını koruyanlardır. O mü’minleri müjdele!” *
Bu ayet öncesinde, canlarını ve mallarını Allah’a cennet karşılığında satan yada Allah’ın kendilerine cennet verme karşılığında canlarını ve mallarını satın aldığı mü’minlerden bahsedilmiştir. Bu ayette ise, o mü’minlerin dokuz tane sıfatı sayılmaktadır. Burada da sekizinci madde de vavu’s semâniyye getirilerek “ve kötülükten alıkoyanlar” denmiştir. Bu verilen örneklerle, İnşaallah mesele tamamen anlaşılmıştır.
Cennetin Kapıları Kaç Tanedir?
Zümer: 73’deki “Ve fütihat ebvâbuhâ” ifadesinde sekizinci şıkkı yada maddeyi bildirmek için gelen vav kullanıldığı için; Cennetin kapılarının sekiz tane olduğunu söyleyen alimler bu ayeti delil gösterirler. Bu ibareyi; “cennetin sekiz kapısı açılır” şeklinde tefsir ederler. Cennetin sekiz kapısı olduğuna dair Hadisler de mevcuttur.
Ancak İmam Kurtubi, cennetin kapılarının on üçe kadar ulaştığını bildirmiştir.
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Sizden kim, güzelce abdestini alır, sonra da ‘Şehâdet ederim ki Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve Muhammed O’nun kulu ve Rasûlüdür’ diyecek olursa; mutlaka ona cennetin sekiz kapısı açılır ve bunlardan hangisinden dilerse girer.” *
Bu Hadisi İmam Tirmizî’de rivâyet etmiştir ve rivâyetinde şunu kaydetmiştir:
“Mutlaka ona kıyamet gününde cennet kapılarından sekiz kapı açılır.” *
Bu Hadis, “cennet kapılarından” derken, “min (..dan)” harf-i cerri ile rivâyet edilmiştir. Bu da, İmam Kurtubi gibi bazı alimlere göre; cennet kapılarının sekizden fazla olduğuna delildir. Çünkü onlara göre Hadis’in anlamı; cennetin mevcut olan kapılarından sekiz tanesi açılır anlamındadır. Cennetin tam sekiz kapısı mı vardır, yoksa cennet kapılarından sekiz kapı mı açılmaktadır; en doğrusunu Allah bilir.
Zaten bildiğimiz sınırlı ama muazzam bilgilerden sonra; bilmediğimiz, anlayamadığımız yada gayba ait olup da çözemediğimiz her haber, her bilgi bizi Allah’a bağlıyor ve bize acizliğimizi gösteriyor.
Rabbim, mü’minler için kapıları ardına kadar açık olan cennete girmeyi hepimize nasip etsin. Amin..!
Müslim Hadisinde geçtiği gibi; Allah’a güzelce iman edip, namazı dosdoğru kılarak; cennetin sekiz kapısından, dilediğimizden girmeyi dileriz.
Cehennemin Kapıları Kaç Tanedir ve Tabakaları Nelerdir?
Bu konuda Yüce Allah, şöyle buyurmuştur:
وَإِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوْعِدُهُمْ أجْمَعِينَ . لَهَا سَبْعَة ُ أَبْوَابٍ لِكُلِّ بَابٍ مِنْهُمْ جُزْءٌ مَقْسُومٌ
“Şüphesiz ki onların hepsine (Şeytana ve ona uyanlara) va’dolunan yer cehennemdir. Onun (cehennemin) yedi kapısı vardır. Onlardan her kapı için bir topluluk ayrılmıştır.” *
Bu ayette geçen kapıların, bizim bildiğimiz kapılar gibi olmadığı, birbirlerinin üstünde tabakalar halinde bulundukları rivâyet edilmiştir.
Rivâyet olunduğuna göre; cehennem, ateşin en üst tabakasıdır, Muhammed ümmetinin isyankârlarına tahsis edilmiştir. Allah’ın azaplandırmayı dilediği Ümmet-i Muhammed’in günahkârları bu birinci tabakada azaplandırılacaktır.
Bir gün gelecek buradaki tüm mü’minler azaplarını tamamlayıp, cennete girecekler, burası tamamıyla boşalacak ve rüzgarlar bu tabakanın kapılarını birbirlerine çarpacaktır. Diğer tabakalar da sırasıyla Lazâ, sonra Hutame, sonra Saîr, sonra Sekar, sonra Cahîm, sonra da Hâviye gelir.
İkrime’de: “yedi kapısı” yedi tabaka halindedir, demiştir. İbn Cüreyc, “yedi kapısı” buyruğu hakkında şöyle demektedir: Bunların birincisi cehennemdir, sonra Lazâ, sonra Hutame, sonra Saîr, sonra Sekar, sonra Cahîm, sonra ise Hâviye gelir. *
Cüveybir de ed-Dahhak’tan onun yedi kapısı vardır. Her kapıya onlardan ayrılmış bir pay vardır” ayeti hakkında şöyle dediğini nakletmektedir: “Yahudilere bir kapı, Hristiyanlara bir kapı, Sâbiîlere * bir kapı, Mecusilere * bir kapı, şirk koşan kimselere -ki bunlar Arapların kâfirleridir- bir kapı, münafıklara bir kapı ve Tevhid ehline de bir kapı. Tevhid ehlinin (cehennemden) çıkmaları ümid edilir ama diğerlerinin lehine asla böyle bir ümid beslenemez.” *
Demek ki; ateşin en üst basamağında Muhammed ümmetinden olanlar, ikincisinde Hristiyanlar, üçüncüsünde Yahudiler, dördüncüsünde Sâbiîler, beşincisinde mecusiler, altıncısında Arap müşrikleri, yedincisinde ise münafıklar, Firavun hanedanı ve Hz. İsa’ya sofra indirilmesini isteyip de indirildikten sonra onu inkâr edenler bulunacaktır.
Cennetin Kapılarının ‘Sekiz’, Cehennemin Kapılarının ‘Yedi’ Olmasının Hikmeti Nedir?
Cehennem kapılarının yedi olmasıyla, cennet kapılarının sekiz olması arasında açık bir ilişki bulunmaktadır. İnsanın sorumlu organları sekizdir: Kalp, göz, kulak, dil, ağız, el, ayak, cinsel organ. Bunların yedisi açık, bir tanesi gizlidir ki, o da kalptir. Eğer kalp sadece Allah’a yönelir ve kişinin kalp kapısı açık olursa; bu sekiz organın her biri Hakkın emriyle hareket ederek, cennete birer giriş kapısı olabilirler. Böylece cennete sekiz kapıdan girilir. Fakat tam aksine kişinin ruhu körelmiş, kalp kapısı hakikatlere kapalı hale gelmişse; dışarıdaki yedi organı da cehenneme açılmış birer kapı olurlar. Artık o kimse, kalbini her iyiliğe kapalı tutarak, yedi organıyla da isyana koşar. İşte cennet kapıları sekiz olduğu halde; cehennem kapılarının dıştaki yedi organı simgeleyen birer parça olmak üzere yedi olması, bu hikmete dayanır. Cennetteki bir fazla kapı olmasının gerçeği; kalp kapısının açık olmasıyla ilgilidir. Yani kalbin ıslahıyla diğer tüm azalar ıslah olur; kalbin ifsadıyla diğer tüm azalar fesad bulur. Doğrusunu Allah bilir. *
Rabbim, cümlemizi cehennemin en üst tabakasında dahi olsa, azap görmekten muhafaza buyursun! Kapıları açılmış halde sakinlerini bekleyen cennete girmemizi nasip etsin. (Amin)